1 Şevval 1441

Fotoğraf: Rabia Uzunköprü

Es selamu aleykum, ve rahmet ve bereket ve huzur ve saadet... ve fevz ve kazanç ve kurtuluş ve takva... ve ihlas ve huşu ve şükür ve sabır... 

30 gün önce karantinada bir Ramazan nasıl geçecek diye düşünürken inşallah bu Ramazan şimdiye kadar geçirdiğim en güzel Ramazan olur diye dua etmiştim, Bir kez olsun iftara gitmediğim ve bir kez olsun soframızı misafirlerin şenlendirmediği; camilerin, cemaatin, teravih sonrası avlu serinliğinin olmadığı; Güney meydanın, Sultanahmet’in, Rüstempaşa’nın bomboş kaldığı; akrabalarımdan, arkadaşlarımdan, kısacası ailem dışında herkesten uzak bir Ramazan nasıl olacaktı? 

Elhamdulillah sadırlara şifa olan Kuran tıpkı tüm kainatı ve ömürlerimizi şenlendirdiği gibi bu Ramazan’ı da şenlendirdi ve bizi yalnız bırakmadı. Özlediklerimizi özlemeye yine devam ettik belki ama günahlardan büyük ölçüde uzak geçirdiğimiz bu Ramazan’da Kuranla yakınlaşma yolunda hepimize çeşitli kapılar açıldı. Sadece kendi tecrübemde değil, konuştuğum pek çok arkadaşımda da aynısını görüyorum. Kuran blogu da açılan bu kapılardan bir kapı benim için. 

Ramazan’ın başında, üstte ettiğim duayı ederken her gün Kuran-ı Kerim’den az da olsa okumaya (ya da dinlemeye), okuduğumu anlamaya ve inşallah hayatıma  uygulamaya çalışmaya niyet etmiştim. İlk ikisini yapmak, en azından yapıp yapmadığını kontrol etmek daha kolaydı üçüncüsü ise sanırım ömür boyu sürecek bir çaba gerektiriyor. Rabbim hepimizi Kuran’ın ahlakıyla ahlaklandırsın ve canlarımızı O’na hakkıyla teslim olmuş olanlardan olarak alsın. 

Bu Ramazan okumak & anlamaya çalışmak & uygulamaya geçirmek üçlüsüne bir de paylaşma çabası eklendi. Her gün whatsapp hikaye’ye attığım ve bu blogda topladığım yazılar bu paylaşma çabasının bir neticesi. Bu süreçte hakkı ve sabrı tavsiye etmeye azıcık da olsa yaklaşabildiysem ne mutlu bana. Beklediğim, beklemediğim pek çok kişiden gelen olumlu dönüş beni daha da şevklendirdi; her gün yazmak konusunda güçlük geçtiğimde destek oldu. Allah hepinizden razı olsun. 

Bir de teşekkür kısmı var tabii, bilirsiniz ki her veda konuşmasında olur :) 
İlk teşekkür sanırım Tuba’ya. Ramazan başlamadan yaklaşık 2 hafta önce kendisiyle her gün Kuran okumak konusunda bir anlaşma yapmıştık, o anlaşma olmasa belki aklıma bile gelmeyecekti. İkinci teşekkür Hatice’ye, Ramazan’dan önce, karantina özelinde “Musibetler bize ne anlatır?” temalı ayet ve hadisler paylaşıyordu, o 23 Nisan’da nihayete erdirince bayrağı tabiri caizse bana bıraktı. Bu süreçte de desteğini hep sürdürdü. Bir diğer teşekkür muhakkak Akif hocam için, yazılarımın 24 saat içinde kaybolmasına razı olmayıp blogu açmama vesile oldu; her bir yazımı tek tek okudu, yorum yaptı, fikir verdi. Allah ebeden razı olsun. Yazılarımı boş yayınlamak istemiyorum bana arka plan lazım dedim :) Ayşe Betül, Derya, Rabia, Merve Abla, Zeynep Sueda (Gökçe) ve bir diğer Zeynep Sueda (Demirci) bana güzeller güzeli resimler gönderdi. Arada tek tük kendi çektiklerim olsa da paylaştığım resimlerin çoğu (daha güzel olanları ^_^ ) onlara ait. Nursena ve Merveciğim Kurt da geri dönüşleriyle yazıların içeriğini beslediler, Allah onlardan da razı olsun. Son teşekkürse Songül Teyze’ye :) Her gün, gerçekten her gün: 30/30, yazdığım her yazı için tek tek dua etti. Hiçkimse okumasa bile onun okuduğunu bilmek yeterliydi sanırım :) Rabbim ona ve ismini zikrettiğim/ zikredemediğim herkese cennette altından ırmaklar akan köşkler nasip etsin. 

Bir kitapta, manevi şeylerin peşinden dua bile beklememek lazım; çünkü dua beklemek de bir kazançtır ve o dahi ihlasa zarar verebilir diye okumuştum. Bunun peşinden nerdeyse her yazıdan sonra dilime gelmesine rağmen dua beklerim diyemedim, bakın yine demiyorum :) ama olur da bu arkadaşınıza dualarınızda yer ayırmak isterseniz çok mutlu olurum. 

Sabah bir arkadaşım yazıların devamı gelecek mi diye sordu, bence uzunca bir süre durumumda herhangi bir şey paylaşmama gerek olmayacak kadar doydunuz, ben de doydum :) Ama inşallah, Ramazan’ın bitmesi bizi Ramazan’da edindiğimiz kazanımlardan geri koymasın. Kuranla olan muhatabiyetimize günde bir sayfa, bir satır, bir ayet de olsa devam edelim. Önümüzdeki 11 ayda gelecek Ramazan için heybemizi dolduralım. İnşallah seneye geniş iftar sofralarında, hatimli teravihlerde ve salatalıklı sahurlarda buluşuruz. 


“Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.”

[Fâtır, 29] 

هذا من فضل ربى
Selam ve muhabbetle, 

Ebrar Sena Çekiç

Yorumlar