24 Ramazan 1441

Fotoğraf: Rabia Uzunköprü

Es selamu aleykum, 

Bugün izlediğim bir YouTube videosu (https://www.youtube.com/watch?v=INIG636SnU4) beni ehli kitapla olan ilişkimize dair derin düşüncelere sevk etti. Bir imam, bir papaz ve bir hahamın dinleriyle alakalı soruları cevapladığı bu videoda hem sorular hem de gelen cevaplar gerçekten kaliteli ve üzerine düşünülesiydi. Videonun tamamını henüz bitiremediğim (çünkü 2 part ve toplam yaklaşık 3 saat) ve bu konuda yeterince bilgi sahibi olmadığım için üzerine konuşmam çok mümkün görünmüyor, Yine de bugün paylaşacağım ayetleri gündemimi meşgul eden bu mesele hakkında seçmek istedim. Bilhassa ilk ayet (aslında temelde müşrikleri kastediyor olsa da) müslüman olmayanların kutsallarına karşı takınmamız gereken tavra dair kısa ama etkili bir mesaj içeriyor.

24 Ramazan 1441

 وَلَا تَسُبُّوا الَّذ۪ينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَيَسُبُّوا اللّٰهَ عَدْواً بِغَيْرِ عِلْمٍۜ كَذٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ اُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ اِلٰى رَبِّهِمْ مَرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

“Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilgisizce, düşmanca Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini câzip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.”

[En’am, 108] 

وَمَا قَدَرُوا اللّٰهَ حَقَّ قَدْرِه۪ٓ اِذْ قَالُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ عَلٰى بَشَرٍ مِنْ شَيْءٍۜ قُلْ مَنْ اَنْزَلَ الْكِتَابَ الَّذ۪ي جَٓاءَ بِه۪ مُوسٰى نُوراً وَهُدًى لِلنَّاسِ تَجْعَلُونَهُ قَرَاط۪يسَ تُبْدُونَهَا وَتُخْفُونَ كَث۪يراًۚ وَعُلِّمْتُمْ مَا لَمْ تَعْلَمُٓوا اَنْتُمْ وَلَٓا اٰبَٓاؤُ۬كُمْۜ قُلِ اللّٰهُۙ ثُمَّ ذَرْهُمْ ف۪ي خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ

“(Yahudiler) Allah'ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü ‘Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi’ dediler. De ki: Öyle ise Musa'nın insanlara bir nûr ve hidayet olarak getirdiği Kitab'ı kim indirdi? Siz onu kâğıtlara yazıp (istediğinizi) açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilemediği şeyler (Kur'an'da) size öğretilmiştir. (Resûlüm) sen ‘Allah’ de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar!”

[En’am, 91]

قُلْ اِنْ كَانَتْ لَكُمُ الدَّارُ الْاٰخِرَةُ عِنْدَ اللّٰهِ خَالِصَةً مِنْ دُونِ النَّاسِفَتَمَنَّوُا الْمَوْتَ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ

“(Ey Resulüm! O Yahudilere) de ki: ‘Eğer Allah katında ahiret yurdunun diğer insanlara değil de, sadece size mahsus olduğunu düşünüyorsanız ve bu iddianızda samimi iseniz hemen ölümü isteyin (ki cennete kavuşup dünyanın sıkıntısından kurtulasınız).’ “ 

[Bakara, 94]

وَلَنْ يَتَمَنَّوْهُ اَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ اَيْد۪يهِمْۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِالظَّالِم۪ينَ

“Fakat elleriyle işledikleri yüzünden onu hiçbir zaman temenni edemeyecekler. Allah o zâlimleri bilir.”

[Bakara, 95] 

قَدْ جَٓاءَكُمْ بَصَٓائِرُ مِنْ رَبِّكُمْۚ فَمَنْ اَبْصَرَ فَلِنَفْسِه۪ۚ وَمَنْ عَمِيَ فَعَلَيْهَاۜ وَمَٓا اَنَا۬ عَلَيْكُمْ بِحَف۪يظٍ

“(Doğrusu) size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.”

[En’am, 104]

Selametle, 

Yorumlar

  1. Yukarıdaki iki ayette olduğu gibi, bazı mealler parantez içinde "Yahudiler" ya da "Kitap ehli" yazarak ayetin muhatabını şaşırtıyorlar. Bu ayetler Kitap ehlinin okuması için değil, Müslümanlar duysun da aynı hataya düşmesin diye indi. Müslümanlar içinde:
    * vahiye ve ahirete hiç inanmayanlar,
    * vahiye inanıp bir kısmını inkar edenler,
    * "Cennet sadece bizim, garanti" diyenler,
    * Kitabı bırakıp kişilere tâbi olanlar,
    * sürekli ölüm korkusu ile yaşayanlar...
    az mıdır? Demek bu ayetler bize konuşuyor.

    YanıtlaSil
  2. Evet bu hatayı sık sık yapıyoruz. Bir başka yazıda da konuşmuştuk ya "Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?" ayetinin münafıklara indiğini düşünmek müminler olarak kendi üstümüze almamızı engeller diye. Doğru olan ne acaba, parantezli kısımları hiç almamak mı?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder